35 yıl süren hukuk mücadelesinde kooperatif üyelerinin tahliyesine karar verildi.

İZMİR’in Narlıdere ilçesinde bulunan Özmavikent Konut Yapı Kooperatifi ile sitenin 1986 yılında 5 blokta kurulduğu arsanın sahibi arasında 42 daireyle başlayan anlaşmazlık, 35 yıllık bitmeyen bir hukuk mücadelesine dönüştü. Son olarak İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesi, arsa sahiplerinin kooperatif üyelerinin haksız işgalcisi oldukları iddiasıyla tek tek açtığı “müsaderenin önlenmesi” davasında, 4 kişinin avukatlık ücret ve harçları ile birlikte yaklaşık 243 bin lira ödemesine ve binaların boşaltılmasına karar verdi. Sanıklar tahliye etmezlerse haciz yoluyla konutlarından çıkarılacak.

1987 yılında Narlıdere’de kurulan Özmavikent Konut Yapı Kooperatifi, aynı yıl yaptığı anlaşma gereği İrfan Sağlam’a ait arsa üzerine 6 katlı 5 blokta 140 daire inşa etti. Yeniden yapılan sözleşmeye göre kooperatif, dairelerin 42’sini Sağlam’a devretmek istedi. Ancak arsa sahibi, inşaatta hatalar olduğu iddiasıyla daireleri teslim almadı. Sonuç olarak taraflar arasında 35 yıldır devam eden hukuki çaba başladı. Anlaşmazlık yine farklı mahkemelere taşındı. Mahkemeler de birçok farklı karara imza attı. İtiraz edilen kararlar, imar barış sürecinin devam etmesi nedeniyle Yargıtay tarafından iade edildi. Gelişmeler devam ederken; Arsanın sahibi İrfan Sağlam, önceki mahkeme kararlarına dayanarak yine avukat olan oğlu Yusuf Çağlar Sağlam aracılığıyla Narlıdere Belediyesi’nden yıkım izni aldı. Gerekçe olarak ruhsatsız yapıldığı belirtilen 20 metrelik istinat duvarı gösterildi.

İmar barışından faydalanacaklarını söyleyen apartman sakinleri, harekete geçen belediye ekiplerini geri gönderdi. Ardından imar barışından yararlanan kooperatif, 1 milyon 350 bin TL ödeyerek konutların yapı kayıt belgelerini aldı. Ancak arazi sahibi, ‘kooperatif üçüncü şahıstır, imar barışından yararlanma hakkı yoktur’ diyerek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na itiraz etti. Ancak bakanlık bu itirazı reddetti. Ayrıca belediye binaların yıkılmasına karar verdi. Bunun üzerine Sağlam, konuyu İzmir 4. İdare Mahkemesi’ne taşıdı. Mahkeme, aldığı kararla konutların yapı kayıt belgelerini iptal etti. İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ise sözleşmenin geriye dönük olarak feshedilmesine karar verdi. Sağlam, bu kararın ardından üyelere haksız işgalci oldukları iddiasıyla tek tek ‘zaptın önlenmesi’ davası açtı. İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesi 4 sanık hakkında kararını verdi. PARA VERECEKLER VE ÇIKACAKLAR Hiçbir yasal hakkı olmadığı sonucuna vardı. Mahkeme, sanıkların mülkiyet haklarına sahip olmadığına karar verdi. Mahkeme, 4 kişinin avukatlık ücreti ve harçlarla birlikte yaklaşık 243 bin lira ödemesine ve binaların boşaltılmasına karar verdi. Kokulu, “Sözleşmenin geriye dönük feshinden sonra el koyma davasını doğal olarak kaybettik. Arsa sahibinin avukat oğlu bizden 165 bin lira bedel istiyor. Harçlarla birlikte rakam 243 bin liraya çıkıyor. Bu herkesten talep ediliyor. 98 ile çarptığınızda 16.5 milyon oluyor. Bizden TL gibi bir şey alacağı söz konusu. d ve haftaya 243 bin lira haciz geldi.Konutlarımızda işgalci göründüğümüz için bizden 1,5 yıllık kira da isteniyor.Anayasa Mahkemesine götürdük.Adalete inanıyoruz.Doğru kararın geleceğine inanıyoruz.Ancak söz konusu mahkeme kararları Anayasa Mahkemesinin kararını beklemez.Biz gittikten ve evler yıkıldıktan sonra Tahliye, haciz ve infazlar en azından Anayasa Mahkemesi kararına kadar durdurulmalıdır. s.Gerçekten yorulduk.Hak ve adalet istiyoruz. Bir ay sonra kooperatifle imzalanan sözleşmede arsa sahibine yüzde 30, kooperatife yüzde 70 şeklinde sözleşme imzalandı. Anlaşmaya göre imar, ruhsat ve proje işleri kooperatife ait olacaktı. 1989 yılında imarın alınıp askıya alınmasından 20 gün sonra arsa sahibi sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetti. Arsa sahibi fesih işlemini arsa imar edildikten sonra yapar. Burada art niyet var. Ardından hukuk savaşı başlar. Ruhsat için mahkemeden izin alındıktan sonra kooperatifimiz ruhsat alarak inşaatları yaptı. 1995 yılına kadar ev sahibinin 42 dairesi tamamlandı. Ama kurallara uymadığı gerekçesiyle almadı. Bu noktada sözleşmenin fiilen feshedilmesine karar verildi. Bu karar, sözleşmenin hiç yapılmamış sayılması ve her şeyin eski haline dönmesi anlamına gelmektedir. Bu kararın hukuka aykırı olduğunu düşünüyoruz. Zira 3 adet fesih davası açılmış ve reddedilmiştir. İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ise sözleşmenin geriye dönük olarak feshedilmesine karar verdi. Arsa sahibi de tüm üyelere tahliye davası açtı. Şu anda herkes acı çekiyor. Büyük bir hukuksuzluk var. Bunu önlemek için hukuki mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.

Arsa sahibi İrfan Sağlam’ın oğlu ve avukatı Yusuf Çağlar Sağlam, mahkeme kararlarının kesin olduğunu ve tüm işlemlerin hukuka uygun olduğunu söyledi. Çağlar, “Mahkeme kararını verdi. Bu noktadan sonra konutları terk etmemek mahkeme kararına uymamak olur. Oradakiler mahkeme kararlarına zamanında uysalardı söz konusu parayı ödemek zorunda kalmayacaklardı. Bunun dışında dava açarken 1 ay içinde daireyi teslim ederlerse dava bedelini vekalet ücretini ödeyeceklerini bildirdim.Fiyatları ve tazminat bedelini talep etmeyeceğimi bildirdim sadece 2 kişi bu noktada ev sahibini mağdur ediyorlar.taşınmazın vergisini malik ödüyor ama daireleri 3. şahıslara kiralayıp kayıt dışı gelir elde ediyorlar.binalarda kat irtifakı yok,kat irtifakı yok.yokken yapmışlar. tedbir.hatta bu sebeple 3 kez hapis cezası bile aldılar.hepsi kaçak ve belediye tarafından mühürlendi.yıkılmaları için ağırlaştırılmış mahkeme kararları var.belediye yıkımı geciktirdiği için mal sahibine tazminat ödüyor. Taşınmazın tapusu müvekkilime aittir. Müvekkilimin taşınmazını üçüncü kişilere devrediyorlar. Kiralıyorlar hatta satıyorlar. Aslında sattıkları kooperatif hissesidir. Müvekkilimin tapusunun olduğu yeri satamazlar. İnsanlara da zarar veriyorlar. Kurban bize geliyor. Arayan herkese elimizden geldiğince anlatmaya çalışıyoruz. Dairelerde 100 kişiden 60’ı kiracı. Orada bir kereden fazla oturmuyor bile. Kimseyi gücendirmek gibi bir niyetimiz yok. Vergisini ödediğimiz tapumuzu istiyoruz” dedi.